‘Tesadüfen yakalasanız bile TEKRAR DENİZE SALIN’
Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl, 31 Ekim Uluslararası Karadeniz Gününde Karadenizli Balıkçılarımıza Çağrı’da bulundu. Mersin balıklarını
‘Tesadüfen yakalasanız bile TEKRAR DENİZE SALIN’
Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl, 31 Ekim Uluslararası Karadeniz Günü’nde açıklamada bulunarak Karadenizli Balıkçılarımıza Çağrı’da bulundu.
Prof. Dr. Ustaoğlu Tırıl yaptığı 31 Ekim Uluslararası Karadeniz Günü nedeniyle yaptığı açıklama şöyle;
‘Dünya’da ki birçok canlı türü, yaşam ortamlarının öncelikli olarak insanların ihtiyaçlarına yönelik kullanılması sonucunda meydana gelen bozulmalar, kirlilik, usulsüz ve kontrolsüz avcılık gibi nedenlerle geri dönüşü olmaksızın yok oluyor. Yok olan her tür gelecek nesiller açısından büyük bir kayıptır ve bu kaybın telafisi mümkün değildir.
‘İnsan neslinin
geleceğine de etki ediyor’
Gün geçtikçe tahrip olan ve azalan canlı kaynakların yok oluşunun, insan neslinin geleceğini de tehdit ettiği unutulmamalıdır. Canlıları korumak için öncelikle onları tanımalı ve insanlık için önemlerini kavramalıyız. 200 milyon yıl öncesinde dinozorlarla aynı çağda yaşamış mersin balıkları milyonlarca yılda gerçekleşen birçok doğal felaketin üstesinden gelmiş ve günümüze ulaşmıştır.
Binlerce yıllık insanlık tarihinde ise “siyah altın” olarak da ifade edilen çok değerli havyarı ve etiyle önemli bir yer edinmiştir. Ancak dünya çapında 1960’lı yıllardan itibaren nehirlere kurulan barajlar ve HES’ler nedeniyle yumurtlama alanlarının yok olması, 20 yaş gibi diğer balık türlerine göre oldukça geç üreme olgunluğuna ulaşan bu balıkların bir kez bile üreyemeden havyarı için aşırı avlanması gibi nedenlerle 1980’li yıllardan itibaren nesillerinin devamı tehlikeye girdi.
Bu tehlikeli gidişe engel olabilmek için mersin balıkları uluslararası sözleşmeler (CITES) kapsamında koruma altına alındı. Ülkemiz de 1996 yılında bu sözleşmeyi imzalayarak sularımızdaki mersin balıklarını korumayı taahhüt etti ve mersin balığı avcılığı tamamen yasaklandı.
Buradaki amaç halen sularımızda bulunan erişkin bireylerin üremelerine ve çoğalmalarına fırsat vermekti. Ancak üreme olgunluğuna geç ulaşan türlerde zarar görmüş stokların kendini yenileyebilmesi çok uzun zaman almaktadır.
Örneğin mersin morinası 20 yaşında ve 1.5 metre boyda ilk defa üremekte ve ayrıca her yıl değil dört yılda bir üremektedir. Bu nedenle av yasaklarına uyulması ve yakalanan balıkların denize salınması çok önemlidir.
Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya nehirleri mersin balıklarının üreme alanlarını oluşturmaktadır. Her ne kadar bu nehirlerimizde de ciddi habitat kayıpları yaşanmış olsa da halen mersin balıklarının üremesi açısından bu nehirlerimiz büyük önem taşımaktadır. Sularımızda halen yüzlerce kiloluk mersin balıklarından 10-15 cm’lik küçük bireylere kadar çeşitli büyüklüklerde mersin balıkları tesadüfen avlanmaktadır.
Balıkçılarımızdan
isteğimiz…
Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği (MERKODER) olarak 31 Ekim Uluslararası Karadeniz Günü münasebetiyle balıkçılarımıza önemli bir çağrıda bulunmak istiyoruz. Balıkçılarımızdan isteğimiz, tesadüfen yakaladıkları mersin balıklarını denize bırakmaları ve bu sayede nesillerinin devamına katkı sağlamalarıdır.
Ekim ayı içinde biri Sinop-İnceburun Mevkiinde yaklaşık 15 cm boyda mersin morinası, diğeri Kocaeli-Kefken açıklarında yaklaşık 15 cm boyda karaca mersin olmak üzere iki yavru mersin balığının yakalandığı ve duyarlı balıkçılarımız tarafından denize salındığı bilgisini aldık.
Balıkçılarımızın gösterdiği bu duyarlılığı takdirle karşılıyor ve bu duyarlılığın yaygınlaşarak devam etmesini diliyoruz.
Karadeniz’deki mersin balıklarına sahip çıkalım, koruyalım, çoğalmalarını sağlayalım. Bırakalım yaşasınlar! Bırakalım çoğalsınlar! Böylece çocuklarımız ve torunlarımız da bu biyolojik hazineden, mersin balıklarından mahrum kalmasın…’ ifadelerini kullandı.
Tuğba Yılmaz